Dış Haberler Servisi
Çin’de 18 Aralık 1978’de ilk kararın alınmasının ardından hayata geçirilen reform ve dışa açılma politikası 45. yılını kutluyor. Çin Komünist Partisi’nin 11. Merkez Komitesi Üçüncü Genel Kurulu’ndaki politika değişikliği ülkenin her alanında mucizevi değişimlere yol açtı. Çin’in 1978’de Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) 149,54 milyar olarak hesaplanıyordu ki bu sayı küresel GSYİH’nin yalnızca 1,75’ine denk gelmekteydi. Buna karşın 2022 yılında Çin’in ekonomisi yaklaşık 18 trilyon dolar olarak kayıtlara geçti.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline gelen Çin’in ekonomisi küresel GSYİH’nın yüzde 18,6’sına denk geliyor. Dünya Bankası’nın raporlarına göre Çin’in GSYİH büyümesi reform ve dışa açılma sürecinden bu yana yıllık ortalama yüzde 9’un üzerinde gerçekleşti ve 800 milyondan fazla insan yoksulluktan kurtarıldı. Bu halkın yaşamının da iyileşmesi anlamına geliyor. Örneğin, 1978’de kentsel alanda kişi başına harcanabilir gelir yalnızca 343 yuan iken 2022’de bu rakam 36.883 yuan’a sıçradı.
MODERNLEŞMENİN YOLU SADECE BATI’DAN GEÇMİYOR
45 yıllık reform Çin’in kent ve kır ilişkileri açısından da hızla değişen bir toplum haline getirdi. 1978 yılında Çin, toplam nüfusunun yüzde 80’inin kırsal alanda yaşadığı tipik bir tarım ülkesiydi. O tarihten bu yana Beijing yönetimi ekonomi politikasını uyumlu hale getirmek için özel ekonomik bölgelerin kurulması gibi adımlar attı. Bu sayede Çin toplumunda kentleşmenin gelişmesinin önü açıldı.
Çin’in 45 yılda elde ettiği başarı aynı zamanda modernleşmeye giden tek yolun Batı reçetelerinden geçmediğini de kanıtladı. Ekonomistlere göre Çin’in başarısının ardında ülkenin ulusal koşulları uyumlu politikalar yatıyor. Global Times gazetesine konuşan Beijing Üniversitesi’nden ekonomist Cao Heping “Çin’in başarısı bugün gelişmekte olan ülkelere Batı modellerini kopyalamaktansa yerel gerçeklere güvenmenin daha iyi olduğu yönünde fikir veriyor.” dedi. Ekonomist Heping, elde edilen başarının sadece ekonomik göstergelerle sınırlı olmadığını halka güven verdiğini sözlerine ekledi.
KÜRESEL KALKINMANIN ANA MOTORU
Reform ve dışa açılama politikası sadece Çin için değil dünya kalkınması için de bir mucize olarak betimlenebilir. Örneğin 2013-2021 yılları arasında Çin’in yıllık GSYH büyüme oranı yüzde 6,6 olarak kaydedilirken bu oran dünyanın geri kalanı için yüzde 2,6’idi. Bu dönem aralığında küresel büyümeye katkısı yüzde 38,6 olan Çin, bu alanda G7 ülkelerinin tamamının toplamını geride bıraktı.
Çin’in küresel büyümeye reform ve dışa açılma politikasının devamı ile katkıda bulunması bekleniyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre Çin ekonomisi yüzde 5,4 oranında büyümeye devam edecek. Günümüzde Çin, 140’tan fazla ülkenin ana ticari ortağı konumunda. Geçen 10 yıl içinde Çin-Avrupa kargo tren seferlerinin toplam sayısı 81 bini aştı. Bu seferler, güzergah ülkelerinin kalkınmasına dinamizm kattı. Tüm bunlar, Çin’in küresel ticaretin gelişmesi ve küresel endüstriyel ve tedarik zincirinin istikrarının korunması için önemli katkı sağladığını kanıtladı.